(Settâr-ül-uyûb)tur bir adın senin,
Rahmetle kurulmuş bünyâdın senin;
Senden başka yoktur her hâle muhtâr,
Kalbleri dolanır her tadın senin.
Nûrdan bir meyvadır, göz ile yenir,
Cismilâtif ama, dillerden denir;
Tefekkür deryâsı, hazm eden içer,
Erbâbı görürse, bilir, beğenir.
Nefse tâbi’olan, inkâra doğru,
Tefekkür-eyliyen, ikrâra doğru;
Rûhun gıdasını alan, duramaz,
Onlar dâim yürür Hünkâra doğru.
Böyle kurulmuştur tâ ezelîden,
Bilenler biliyor, hep sezeliden;
(Kün feyekûn) emri böyle söylenmiş,
(Emre) duymuş, candan hep bezeliden.
Bâzısına sözü geliyor ağır,
Nefis kulakları oluyor sağır;
(Esselâ!) emrini verdi yaradan,
Cebredip, durmadan diyor ki: (Bağır!)
Cümlemizi, Yârab felâha dönder,
(İnnâ lillah) diyen Allah’a dönder;
Bu dünyanın hali geceynen gündüz;
Güneşi batmayan sabaha dönder.
Nefis lezzetinin sonu nedâmet,
Evvel tatlı gelir âhîri zahmet;
Bir adın Rahmandır bir adın Rahîm;
Kalb gözünü aç da görelim himmet.
Seni seven kalbler mekânın senin,
Kurulmuş bozulmaz erkânın senin;
Bu (Emre) düşmüştür durmadan yanar;
Yârabbi! Sönmesin o kânın senin.
Zapteden: Ruşen Mirici , Ayşe Emre
sa: 10:48
17.08.1966