Kulundan eylersin Yârab, tecellî,
Seni seyr-edenin, tutulur dili;
Nefis arzûsundan eyler ferâgat,
Kendini yakacak, kalmaz, emeli.

Gözleri açılır, düşmez tuzağa,
Yemde balık gibi, atılan ağa: (1)
(Şecer-ül-Huld) derler, vardır bir ağaç,
İsmini yazdırır orda, yaprağa.

Odur doksandokuz (Esmâ-i Hüsnâ),
Her yerde edilir, dâimâ senâ;
Kemâlâtta olmaz bir zerre noksan,
İhsân-edilmiştir o da, insana.

Sığınırız Yârab, eyleme kuru,
İçilir mi bir su, olmazsa duru…
(Emre)nin dileği, sendendir, Rahmân!
Her vakıt yalvarır, Rahîm-sin, koru.

Bir ismin (Semî’)dir, her yerden duyar,
(Settâr)sın, sıtr-eyle, çarpmasın ağyâr;
Nefsin merhameti, vicdânı yoktur,
-Eyle muhâfaza, canlara kıyar.

Silâhları vardır (kin)le hiddetten,
Öldürür, çıkarmaz o bed zilletten;
(Emre) duyar, söyler yakınlarına,
Dâim diri olan Nebî Ahmedden.

Zapteden: Müncibe ve Fehmi Görgün.
Saat: ?


27.4.1964