Yoklukta olmaz dâvâ;
(Hâl), olur mu bedâvâ?
Sende fânî olunca,
Nerede kalır sivâ?

Cehennem olur, (varlık),
İki dünyâ, karanlık;
Yüzüne perde olan,
(Benlik) denilen darlık.

Böyle emretmiş Allah,
Her arzû, olmuş günah;
(Nefis): yaratır azap,
(Aşk) gelse, eder ferah.

Eğridir ona boyun,
Hâl-ehli, olur mahzun;
Biz kime ne diyelim…
Halk-eyleyen’den, oyun.

Tamam görmektir (kemâl);
İdrâk-ehli, olur lâl;
Her şey yerli yerince;
Tam gören, eder visâl.

Olur mu Hak’ta eksik?
Yaramış, böyle, Mâlik;
(Emre) oldu bir toprak,
Çünkü İblis, durur dik.

Zapteden: Kemâl Gökçe, Şevket Kutkan.
Saat:21.43


11.11.1963