Doğan, ağlar, bir anadan,
Bâzı gamlı, bâzı handân;
Bulunmaz bu derde imkân;
Gelen-ağlar, giden-ağlar:
Kimisine vermiş neş’e
Güler, aşka düşe düşe;
Mevlâ ister, onlar pişe;
Gelen-ağlar, giden-ağlar…
Olur bir varlığa tâlip,
Sanki bu kuvvete sâhip…
Bu sır bilinmez, acâip:
Gelen-ağlar, giden-ağlar…
Kimisi oluyor gaafil,
Kimi âlim, kimi câhil,
Cümlesine verilmiş dil;
Gelen-ağlar, giden-ağlar…
Ağlar, bu dünyâya gelen,
Güler, Hakîkati bilen;
Âşıktır, ölmeden ölen;
Gelen-ağlar, giden-ağlar…
Kimisi sanki bir melek,
Onlar olur kokan çiçek;
Kim kalmış dünyâda direk?
Gelen-ağlar, giden-ağlar…
(Emre)! ibret bunlar sana,
Bütün hâller, erer sona;
Sen burda karış Rahmâna;
Gelen-ağlar, giden-ağlar…
Bu dünyâda yoktur safâ,
Yapışırsan, eder cefâ;
Diyor Muhammed Mustafâ;
Gelen-ağlar, giden-ağlar…
Böyle edilmiştir karâr,
Yaradandan olmaz zarar;
Anlamıyan, eder inkâr;
Gelen-ağlar, giden-ağlar…
Zapteden: Ayşe Emre.
21.6.963 Saat:13.50