Gam gider, hicran gelir,
Âşık ol, Rahman gelir;
Eğer hidâyet-etse,
Ölüye derman gelir.

Bakarsa güle güle,
Koku verilir güle;
Ne anlasın taş, toprak,
Bu sırrı, ehli bile.

Seyreden, ibret alır,
Bitmedik devlet alır;
Halde sâdık olmıyan,
Şifâsız illet alır.

Hiç bulunmaz dermânı,
Yanar, çıkar dumanı;
Gözleri ile görse,
O eder mi gümânı?

Bu bir mânevî ağaç,
Meyvâsı, derde ilâç;
Kulaktan, gözden yenir,
Her dakka eder mirâç.

Mescid-i Aksâ: beden;
İnanılmaz, görmeden;
Anlayınca bu (Emre),
Ne sen kaldı, ne de ben.

Çıktı Mevlâ meydana,
Şefkat etti insana;
Hâl ile târif-eder,
Çünkü sığmaz lisâna.



Zapteden: Müncibe Görgün, Kemâl Gökçe.
31.5.963 Saat:22.10