Neler söyleyim sana,
Gönül verirsen bana…
İşit: (Gizli Defîne),
Saklanmıştır (insan)a.
Duyar âdem kulağı,
Lezzet alır dimâğı;
Âşıkın iki yüzü:
Hazînenin kapağı.
Târîf-eder Dört Kitap;
Yan ki, kalmasın hicap;
Bütün nefsin lezzeti,
Tatı gelir ya, girdap.
Düşme, kolay çıkılmaz,
Ârif, ona takılmaz;
İçinde durur iken,
Dost yüzüne bakılmaz.
Perdeler çeker nefis,
Zâlimdir, hem de habîs;
Nurdan boya dururken,
Her yüzlere sürer is.
Ona denilmiş: Şeytan,
Böyle buyurmuş Rahman;
Tutulan, pençesine,
Olmamış mı perîşan?
Senden sana çeker sed,
Hemen ettirir hiddet;
Sığınırız, İlâhî!
Medet Yârabbî, medet!
Dâim isteriz seni,
İmdât! Keremler Kânı!
Senin kapın vâr iken,
Ordan reddetme beni.
Gaayet zâlimdir gaflet,
Verilmemiş merhamet;
Kim nefse tâbi’ olsa,
Ona verir rezâlet.
Dostu, gösterir düşman,
Ettirmez ona îman;
Zikri odur (Emre)nin:
Aman Allahım, aman!
Sığınır dâim sana,
Yalvarır yana yana;
Yakamızı tutturma,
Zâtın var iken, ona.
Kalbimizi parçalar.
Her yüze kara çalar;
Dinletmez Hak sözünü,
Cehennemden saz çalar.
Bizi eyleme teslîm,
Gaddârdır, koymaz sâlim;
(Emre)nin istediği:
Sev de, ver (kalb-i selîm).
Zapteden: Müncibe Görgün.
Namrun, Saat:10.20
18.8.1962