Yarattığın kullar, huyuna mahkûm,
Cinsi cibilleti, soyuna mahkûm;
Kandan neler geçer, hem dahî sütten…
Bir katra derler ya, suyuna mahkûm,

Söylediği söze, diline mahkûm,
Uğruluk ederse, eline mahkûm;
Dünyâya gelirse, neler öğrenir…
Yaşadığı yere, eline mahkûm.

Bilemiyen insan, kînine mahkûm;
Eğri-doğru, yola, dînine mahkûm;
Eğer gençliğinde, çıkamaz ise,
Aşı edilmezse, sinine mahkûm.

Durmayıp kızışır, celâle mahkûm,
Günâh-ı kebâir, vebâle mahkûm;
Kendine şefkati, idrâk edemez,
Zan ile gümana, hayâle mahkûm.

Bir çok yollar kesen hasede mahkûm,
Canını besleyen yağ, ete mahkûm,
Nasîhat-edilse, duymaz kulağı,
Elden beklediği izzete mahkûm.

Tuzağa düşüren aklına mahkûm,
Kulaktan kulağa nakline mahkûm;
İçini görmez de, sever çulunu,
Kesilip atılan kılına mahkûm.

Tevâzu’ dururken, şöhrete mahkûm,
Başına göçecek devlete mahkûm;
Alır da kucaklar Rabbül’âlemîn,
Onu istemezse, şehvete mahkûm.

Zâtı bırakırsa, sıfâta mahkûm,
Dimâğını bozan çok tada mahkûm;
Elinden tutanı, takdîr-etmezse,
İçine düştüğü afata mahkûm.

Kendini azdıran eşine mahkûm,
Harâmı çiğneyen dişine mahkûm;
Durmayıp kemirir nur ahlâkını,
İçine, dışına, leşine mahkûm.

Söyleyip aldatan sözüne mahkûm,
İblîsi saklayan gözüne mahkûm;
Nedâmet ateşi, küle çevirir,
Kalbini yakacak közüne mahkûm.

Bu (Emre) sevmiştir, cemâle mahkûm,
Gördü, ayrılamaz, visâle mahkûm;
Mumların önünde, oldu pervâne,
Lisânı söylemez, o lâle mahkûm.

Zapteden: Müncibe Görgün.
Saat:9.30

Not: Bu doğuş, Sapanca ile Adapazarı arasında, otomobilde doğmuştur.


30.12.1960