Aşktır bizim ilâcımız;
Meyvası bol ağacımız;
Mevlâdan gönderilmiştir
Saltanatımız, tâcımız.

Ölüm bilmez, onu giyen,
Toprak olup, boyun eğen;
Kendine gelip ayılmaz
Aşka tokanıp da değen.

Olur mânevî bir Sultân,
Her gönülü gezip yatan;
Bu övülen: (Gönül Şehri),
Dünyâda yok böyle vatan.

Onu mekân-etmiş Mevlâ,
Kısmet etmiş nâdir kula;
Demiştir: (Rabbül’âlemîn):
Her yanı etti istîlâ.

Gözlerde yanar kandili,
Gark-eder âlemi, eli;
Nice yıldır târîf-eder,
Bu ümmî (Emre)nin dili.

Îlân-etmektir murâdı,
Âleme vermektir tadı;
Kendisi burda yok-oldu,
Sâde söyleniyor adı.

Zapteden: İ. Yöntem, M. Özhatay.
Saat:9.00


11.10.1960