Yakarsın, kara gözlüm!
Açarsın, kokan gülüm!
Bir kere seni gören,
Dirilir, bilmez ölüm.
Kaşların, sanki kömür,
Âşıklar seni görür;
Yüzündeki her benler,
Değer bitmedik ömür.
Sensin âşık rehberi,
Gösterirsin Dilberi;
Adedi yok Cebrâil,
Senden aldı haberi.
Nebîye ettin nâzil,
Öğrettin bilinmez dil;
Haber alır âlimler,
Görmez, işitmez câhil.
Etmeseydin sen himmet,
Lâl-olurdu Muhammed;
(Emre), seni bilmeğe,
Azapsız, etti hizmet.
Yok oldu baka baka,
Ayrılmaz, düştü zevka;
İki dünyâyı bilmez,
Durur ebedî bakaa.
Olmuştur Hayyülkayyûm,
Görmeyen, olmuş mahrum;
Işığı yanar, sönmez,
Pervâneye oldu mum.
Söylüyor, durmaz sesi,
Tutuşturdu kafesi;
(Emre) oldu bir güneş,
Hiç kalmadı gecesi.
Her ânı oldu gündüz,
Azâları, bütün göz;
Dediler: (Bir Sırat var),
Her yanını etti düz.
Aşk ile geçen geçsin!
Doldurur, verir: içsin!
(Emre)! dilinden söyler:
-Bil ki- Mevlâdır; hiçsin.
Anla da iste imdat,
Bakışıdır (Doğru Hat);
Benim! dersen, İblissin,
O ateşe seni at.
Zapteden: Müncibe Görgün
Namrun, 27.8.960 Saat:13.00