Ağla gözüm ağla, gülemez oldun,
Kaybettin kendini, bilemez oldun;
Sen seni terkettin, girdin gönüle,
Dönüp de yerine, gelemez oldun.

Takıldın kancaya, imkân nerdedir?
Dünyâ gaaiboldu; mekân nerdedir?
Ar, nâmus şişesi, çalında taşa,
Farzlar ile sünnet, erkân nerdedir?

Unuttun bunları; ettiler tâyip;
Seyreden gözlerde, sen oldun kayıp;
Sevgi sarayında, kuruldu mekân,
Bundan sonra oldu, o Mâşuk, sâhip.

Senden varlıkları, alınca teslîm,
Bilgi sâhibidir, her şeyi Alîm;
Akıl ile fikir, olmuş iken mat,
Orada duramaz idrâkle ilim.

Ölü olan, bilmez, edemez tedbîr,
Kitaplar neylesin… Fizikle Cebir?
Nazarından kaçmaz, bütün hareket,
Sevgi ile olmuş, her hâli Habîr.

Berâber gidiyor, atarsak adım,
Arzûyu terkeyle; deme: murâdım;
Îmân-ı kâmildir, her hâlin sonu,
Çok şükür, karıştı, adıyla adım.

Sevâbı unuttum, günah kalmadı,
Geceler bitince, sabah kalmadı;
Mâneviyet Günü, doğdu (Emre)den,
Her renkler nûr oldu, siyah kalmadı.

Geldi de boyadı, Onun boyası,
Âşıklar seyretsin, bakıp, doyası;
Eğer nazar-etse, oluyor bülbül,
Bu dünyânın dağı, taşı, kayası.

Zapteden: Müncibe Görgün, Naciye Özhatay.
Namrun, Saat:8.30


18.6.1960