Bu aşkın havası, bâdisabahtır,
O yeli estiren, dâim, İlâhtır;
(Küntü kenz) derler ya, bitmez hazîne;
Açılan kapağı, her dâim, (âh)tır.

İçinden seyreden, bize, (Sultan)dır,
Suçları affeden, dâim, (Rahman)dır;
Zulümden münezzeh, (Gafûrurrahîm),
Öyle vâdeyleyen, (Rahîm Rahman)dır.

Tefrîk-eylemeden, gör ki, (Rezzak)tır,
Ona misâl-olan, kara topraktır;
Ne kadar kir varsa, ediyor temiz,
Meyvayı besleyen, yeşil yapraktır.

Kendinin mekânı, (Göz)de yuvadır,
Onu göstermiyen, bu (mâsivâ)dır;
Vücutlar doğuran, hayatlar veren,
Dâimâ diridir, (Âdem), (Havvâ) dır.

Meydanda görünen (Mesîh Îsâ)dır,
(Tûr) olup da gezen (Nebî Mûsâ)dır;
Âdemin vücûdu, eylemiş siper,
Hayattan yapılmış canlı kasadır.

Bizlere bildiren: (Söyleyen Dil)dir,
Dâimâ nutkeden (Diri Cibrîl)dir;
(Emre) durmaz söyler, hem dahî dinler.
Canı fedâ etti, ayrı değildir.

Zapteden: Müncibe Görgün, Naciye Özhatay.
Namrun, Saat:20.00


16.6.1960