Ağla gözlerim, ağla,
Gönül bu zevka dala;
Aşk için ağlıyanı
Kabul etmez mi Mevlâ…

Bakmaz yüz karasına,
Himmet etmez mi ona?..
Hiç durmadan ağlıyor,
Sonra acıyor Suna.

Sen âşık olsan eğer,
Seni kendine çeker;
Dosta âşıklık etmek,
Canım, ateşmiş meğer…

Yanmazsan bulunmaz tad,
Harab olmalı bünyad;
Hangi kalbe girerse,
Yakar, ettirir feryad.

Durmadan döktürür dil,
Susmak olurmu kabil…
Dostu kalbe koyması,
Bildim, hiç kolay değil.

Biçilmiş, ateş, kaftan,
Aşktan olmuş armağan;
Kaftanı giyer giymez,
Dost ile karışır can.

Canı atar, bir olur,
Mâşûku canda bulur;
Canım, bir kerre tutuş,
Geriden görülür zor.

Âşık bakmaz ârına,
Seyreder “dîdâr” ına;
(Emre), sen bak âşıka:
Durmuşlar ikrarına.

Sadıktırlar sözüne,
Âşıktırlar gözüne;
O Dostun güzelliği
Benzemez aya, güne.


30.12.1945