Bir hâl oldu birdenbire,
Yüzlerim döşendi yere;
Dosta açıldı yollarım,
Yürüyorum göre göre.

Mâlûm oldu bize hedef,
Gel! derlerse, etmek esef; (1)
Ayak altına döşendi,
Hemi yâkut, hemi necef.

Kucak açtı Dâvet Eden,
Hâil olmaz bize, beden;
Gittiğin iz: (Gönül Evi);
Ne sen vardır, ne dahî ben.

Cennet dersek, cennet değil,
Yedi Uçmak, minnet değil;
Methedilen: Gönül Evi;
Mecnûnuz ya, cinnet değil.

Bizden bize menzilimiz,
Tebdîl oldu bu elimiz;
Târif etmek isteyince,
Lâl oluyor bu dilimiz.

İşitilir bakış ile,
Aklı aşka yakış ile;
Mûtedildir her havası,
Değil, bahar, hem kış ile.

Görene bir hâl oluyor;
Diyen dili lâl oluyor;
Bükülüyor beli, dizi,
(Elif) iken, (Dal) oluyor.

(Emre) söyler, der bu kadar:
Yürü, canı burdan kurtar;
Yemiş, yutmuş nicesini…
Merhametsiz, gaayet gaddâr…

(Nefis) derler, berâberdir,
Gaafil isen, o rehberdir;
Gaflet gözüyle bakarsan,
Zannedersin çok dilberdir.



Zapteden: Ayten Kutkan
Namrun, 18.8.958 Saat:14.00

(1) Etmek = Etmeyiz.