Ömür geldi geçti, sanki bir rüyâ…
Şükür, aldatmadı, bizi bir hülyâ;
Bir kapıdan girdik, tekrar çıkarız,
Misâfirhânedir, anladık, dünyâ.

Mevlâ havasında, eyledik pervaz,
Onun için, oldu, her taraf Hicaz;
Mescidimiz: (Gönül), mihraptır âdem,
Gezerek tozarak, eyleriz niyaz.

Nefse kapılmayız, biz ettik tövbe,
Girip okuyunca, gizli mektebe;
(Dört İmam) bizdedir, yürek: (Beytullah),
Acep hangi taraf, bizlere kıble?

Kime gösterelim, bu Beytullahı?
Bize delîl oldu, (Gözlerin Şâhı);
Mevlâ, perde etmiş, orda gizlenmiş,
Yeşil boya ile, hem de siyahı.

Açıp da seyreden, ediliyor af,
İlleti tükenip, görülüyor sâf;
(Emre)nin kıblesi, şükür, canlandı,
Dakîka geçmeden, ediyor tavaf.

Sevdiği reddetmez, olmuştur kabûl,
Eylediği duâ, olmuştur makbûl,
Bir zaman, dururdu, kara taş gibi,
Mâşuk söyletiyor; sanki bir bülbül.

Bütün âzâları, söyler, oldu dil,
Seyredip dinleyen, hiç ayrı değil;
Her vakıt arardı, sağ ile soldan,
Gözünden seyreden, anladı, delîl.


Zapteden: Sevinç Akgül
30.5.956 Saat: ?