Aşkını verince, büktün belimi,
Diplerinden kırdın, iki elimi;
Sükût eder idim, baykuşlar gibi,
Bülbül gibi ettin, benim dilimi.
Elinde değildir, durmadan öter,
Kalbimin ateşi, ağzımdan tüter;
Gelsin, ibret alsın, dünyâ volkanı,
Vaktında, yanarım, onlardan beter.
Yanar, tükenirler, vardır müddeti,
Sen beni eyledin, dünyâ ibreti,
Devâsız dertlere, oldum giriftar;
Çünkü nasîb ettin, neden hasreti?
Acebâ derdime, imdat mıdır bu?
Ayrılmak istemem, feryat mıdır bu?
Kulağım işitti, sağ ile soldan,
Anlamıyan, diyor:(Hoyrat mıdır bu?)
Bâzı, oluyorum, Mâşukla âşık,
Zerre ile, Külle, hem de karışık;
Aklıma düşerse, vuslat arzûsu,
Fikrim dâğılıyor, karmakarışık.
Mevlâneler gibi, döndürdün beni,
Yakıp yakıp, tekrar söndürdün beni;
Yetmişiki dile, eyledin destan,
Dilli kitap gibi, sen dürdün beni.
Bu ten libâsını, bâri çabuk soy,
Helâk eylemeden, çeşitlenmiş huy;
(Emre)nin figaanı, hep senin için,
Alıp kabûl eyle, sadâsını duy.
Zapteden: Hafîze Akiz.
30.4.956 Saat:14.00