Sırr-ı İlâhîdir, senin gülüşün,
Zıyâsını alır, seyredince, Gün;
Gökyüzünde melek, yerde insanlar,
Görür de ederler, her vakıt düğün.
Görünmezsin, amma, nikaabın yoktur,
Aşk ile bakana, hicâbın yoktur;
Kalblerden kalblere, konuşuyorsun,
Huruflara tâbi’ , Kitâbın yoktur.
Âşıklar gönlünde, mekânın senin,
Böylece kurulmuş, erkânın senin;
Onlar, çünkü, başı, top eylemişler,
Her dâim değiyor, çevkânın senin.
Eğer vurmaz isen, onlar uyanmaz,
Hasretin oduna, dahî dayanmaz;
Halîl’in ateşi, düşmüş canına,
İçleri tutuşur, dışları yanmaz.
Bu aşk ateşinin, derdi belirsiz,
Gelip söndüremez, en büyük deniz;
Bu (İsmâil Emre), feryâd ediyor,
Siper edemiyor, olmuştur âciz.
Zapteden: Neş’e Emre
16.12.954 Saat:17.45