Dilberim! bade doldur,
Diğerine sen el vur;
Bu boynu bükük (Emre),
Şah kapısında kuldur.
Sen reddedersen eğer,
Eli başını döğer;
Gözünden gaib etti,
Dostu görmeyi bekler.
İnsaf eyle Yaradan!
Yüreğine doldu kan;
Durmayıp bağırdığı:
İçindeki yaradan.
İster bulmasın devâ,
İlâçsız bulsun şifa;
Yarası olmıyandan
Âşık ummasın vefa.
Olmazsa ister ikram,
Âşık bilir mi nizam…
Kıvılcımın geleli
Ateş oldu her âzâm.
Âzâm atar kıvılcım,
Yaradan benim acım;
Yaralı olan âşık
Şifa için duacım.
Onda da var bu illet,
Acır da etmez hiddet;
Bu yaradan anlamaz,
Bil yetmişiki millet.
Yanmayınca görülmez,
Hem de izin verilmez;
Yar için yaralılar,
Ağlar, bir dahi gülmez.
Yaralı gözler göre,
Yara yoldan götüre;
Yaralılara tabi
Emrine dönen küre.
Yaralı! deyim müjde,
Duyun siz, gelin vecde:
Ay ile güneş eder
Yaralılara secde.
Yetiş (Emre), yara al,
Acı bul, zevkine dal;
Bu kapıyı bulmuşken
Reddetme, orada kal.
16.6.1946