Devirden devire, dönüyor her ân,
Bu gönül, oluyor, tâmirsiz vîran;
Ayaklar altına, seriyor beni;
Bir de bak, görünür, bütün âsüman.

İçime doldurur birçok belâyı,
Fuzûlî’den alıp, kor o Leylâ’yı;
Aşkın süpürgesi, temizleyince,
Alıp getiriyor, (Güzel Mevlâ)yı.

Neyleyeyim, etti, beni eğlence,
Kesreti ettirir, her dâim hece;
Aşkın ceryânına, gelir, tutturur,
Dâim gündüz eder, tükenir gece.

Her yüzde görürüm, kendi yüzümü,
Ararım, bulamam, ben bu özümü;
Diyen ile duyan, bütün ben olur,
Söylerler, dinlerim, kendi sözümü.

Görünemez olur, başka bir sıfat,
Dimâğımda kalmaz, yenilecek tad;
Ölüm diye bir şey, kalmaz ortada,
Elvan çeşit biter, sâde bir Hayat.

Ne giden görünür, ve ne de gelen,
Ne ağlıyan kalır, hem dahî gülen;
Damlanın adedi, karada olur,
(Birlik Deryâsı)nda, var mıdır ölen?

Uyan (Emre)! bitsin, kalbinde hesap,
Söyleyip dinliyen, sen değilsin, Rab;
(Namaz, fuhşiyâttan, men’eder) derler:
Önünden gitmesin, o (Canlı Mihrap).

Zapteden: Neş’e Emre
Saat: 7.45 – 8.07


5.5.1954