Derin uykulara, daldırdın beni,
İlâhî sevdâya, aldırdın beni;
Her taraftan tuttu, aşkın pençesi,
Bir gam deryâsına, saldırdın beni.
Çeşitli dillere, destân eyledin,
Yüzünü gösterip, hayrân eyledin;
Kimseler görmesin, dedim, hâlimi,
Meydana çıkarıp, üryân eyledin.
Yanıp da tutuşmak, ecdattan mîras,
Şükür olsun, ateş, hiç tutar mı pas…
(Beni incitmeden görün!) der idim,
Senin kaanûnunda, yoktur iltimas.
Şiddetli ateşte, yandırmayınca,
Aşkın şerbetine, bandırmayınca;
Âşıkların dönmez, yüzünden geri,
Muhabbet suyuna, kandırmayınca.
Onlar, canı etmiş, ezelden fedâ,
Parça parça etsen, çıkarmaz sadâ;
Suç ile kabâhat, neden atarsın?
Tuzağa tutturdun, eyledin edâ.
Onların derdine, sendendir derman,
Bir çâre bulamaz, Sultan Süleyman;
Vârını, yüzünde, edince fedâ,
Bu (İsmâil Emre), eyledi îman.
Zapteden: Vasfiye Değirmenci
Saat:21.00
4.9.1955