Deniz dibi tekneli,
Dibine gül ekmeli;
Gülü koklamak için,
Biraz zahmet çekmeli.
Ekilir, olur fidan,
Alır kokular Sultan;
Eğer ölü koklasa,
Bulur ölümsüz bir can.
Seyreder: evvel, âhir,
Bilinir bâtın, zâhir;
Bu haller hep ehline,
Zehir değil, penzehir.
Bu gülün rengi solmaz,
Dökülüp toprak olmaz;
Kim rengini görürse,
Kendinden eser kalmaz.
Hayatı olur tebdil,
Öğrenir bilinmez dil,
Zatı her şeye benzer,
Fakat birisi değil.
Görende kalmaz kusur,
Hiç ölmez, bâki durur;
Onun için bu (Emre),
Daima tutar huzur.
Başka hâl, gelmez elden,
Sözü beklemez elden;
Suyu (göz) ünden içer,
Daim kokular gülden.
O güle oldu toprak,
Âzâsı, oldu yaprak;
Zaman gelse açılsa,
O vakit atar şafak.
Güneştendir boyası,
Berraktır, yoktur pası;
(Emre) (âlem) de gördü,
Koku alır doyası.
26.12.949