Çok şükür, yaklaştı, bizim günümüz,
Birgün yapılacak, son düğünümüz;
Eller gibi değil, diriyiz bizler,
Cihânı doldurdu, diri ünümüz.
İçimiz diridir, dışımız gömlek,
Beden yer, içerse, hâlimiz: melek;
(Ruh!)tan, (taâl!), emri geldi bizlere,
Bizim ile dolu, görünen felek.
Hiç bizler değiliz, el gibi: ölen,
Dâr-ı âhirete, gidip de gelen;
Bizden ayrı değil: kim bizi bilir,
Biz son merhaleyiz, dilde öğülen.
Her dâim diridir, hâlimiz bizim,
Muhammetten mîras, mâlımız bizim;
(Uçmak)ta yetişen, (Tûbâ) olmuşuz,
Canlı meyva verir, dalımız bizim.
Bizi idrâk eder: dünyadan geçen,
(Tarîk-ı Müstakîm Sırât)ı geçen;
Birdahi ayılmaz; mahmûr olurlar,
Gözümüz kadehtir, içinden içen.
(Şarâben Tahûrâ), derler, duyana,
Nasîbolmaz: dünya seven şeytana,
Lâyık olup, varıp, alıp içenler,
Yıkılıp kalkarak, varır Rahmâna.
Kur’âna uymuştur, huyumuz bizim,
Nûr-u İlâhîdir suyumuz bizim;
(Ehli Beyt)ten geldik, bilenler bilir,
Bir hâl kabûl etmez, soyumuz bizim.
Dosttan ayrı değil, vârımız bizim,
Oradan gelmiştir, ârımız bizim;
Dünya kazancına, uymaz bu kazanç:
Bizim ile gider, kârımız bizim.
(Emre)! sen söylüyonğ; bilmeze: acı, (1)
Söylediğin: değil, ömür ağacı;
Ne biter, tükenir, Mevlânın malı…
Gözünen görünmez, aşkın kazancı.
Zapteden: Vasfiye Değirmenci
Saat:14.50
(1) Söylüyonğ = Söylüyorsun. 4.12.1952