Cânânım! eyle himmet,
Görün, doğsun Muhammed;
Onunla birleşeyim,
Ben seni edeyim medh.

Can onunla karışık,
Onunçün her yan ışık;
Sofu gözü göremez,
Âşık olan alışık.

Ezelden sana yanık,
Her derdine dayanık;
Gözlerinden çıkan nur
Sofulara karanlık.

Göremez, eder inkâr
Gözlerinde perde var;
“Kâmil” gelse, kaldırsa
O tekrar yine tutar.

Görmeye lâyık değil,
Uyur, uyanık değil;
Muhit olan cemâlin
Onlara açık değil.

Gözlerinde var perde,
Görmezler, derler: nerde?
Dinden, imandan geçmez,
Boşuna düşer derde.

Kapamış huri, gılman,
Arzusu: cennet, vildan;
Senin yüzün dururken
Cennet arar her zaman.

Onlara olmuş girdap,
Çıkmaz da, eder hesap;
Âşikâr iken cemâl,
Arzusu olmuş nikap.

Durmadan arar Tûbâ,
O, tutulmuş dolaba;
Yüzünü görmiyenin
İbadetleri hebâ…

Bir çöpe dayanmışlar,
Bize nasip sanmışlar;
Her şeyi fedâ eden,
Gafletten uyanmışlar.

Bu böylece bir ilim.
Yanınca söyler dilim;
Bu (Emre), Dost eline
Tesbihi etti teslim.


2.7.1946