Burada hâkimdir, sâf-olan insan;

Ne kadar kaçarsan, kovalar kader;
Salladığım beşik, nûra karışık,

Burada hâkimdir, sâf-olan insan;
Onu methediyor, her yerde lisan;
Bulup da sevenler, alıyor ihsan;
Rahmânın sarayı, (Vicdan) değil mi?

Evvel lâzım olan, bize: hamiyyet;
Kimselere yapmaz, olan, kem niyet;
Gönül sâhipleri, etmez eziyet;
Rahmânın sarayı, (Vicdan) değil mi?

Mevlânın aynası, ondan görülür,
Merhametsiz baksa, ona bürünür,
Hayâ sâhipleri, yerde sürünür;
Rahmânın sarayı, (Vicdan) değil mi?

Her şeylerden büyük, insandaki kalb;
Bunu bilir isek, bizi eder celb;
İlim sâhipleri, hep eder talep;
Rahmânın sarayı, (Vicdan) değil mi?

Cümle peygamberin, odur kürsüsü,
Hayattan yapılmış, seyreyle süsü;
Gözlerin kapağı, onun örtüsü;
Rahmânın sarayı, (Vicdan) değil mi?

Yerde, gökte değil, beşerden ara,
Aklını gezdirme, iki diyâra;
Sever isen, yaptır, kalbine yara;
Rahmânın sarayı, (Vicdan) değil mi?

Vicdânı seyreder, vicdânı olan,
(Emre)! acep nolur, geride kalan?
Ebedî sağ kalır, vicdanda bulan;
Rahmânın sarayı, (Vicdan) değil mi?

Zapteden: Zâkir Akiz
Namrun, Saat:8.20


21.8.1957