Bu görünen dünya benzer zindana.

Kahveyi içmeğe ettik hevesi,
Aşk gelince kalmaz benim kararım,

Bu görünen dünya benzer zindana.
Vefa eylemiş mi sevip durana?
Gözlerini açan, ibretle bakar,
Pençesini takmış nice bin cana.

İmar edenğ (1) sonu döner örene,
Hayıf olsun buna gönül verene…
Her ne kadar benim! der isen eğer,
Muhtaç olunğ (2) dokuz arşın kefene.

Gönül! seni aldatmasın hayalât,
Sakın eller gibi hiç verme kıymat;
Arkasına koşma sakın serabın,
Seni de öldürür, uyan, bu cellât.

Birçok canlar kerpiçine kısılmış,
Ağacına, salmasına (3) asılmış;
Malım! bedenimdir! diyen çok gafil,
Son gelen ayağa yatmış, basılmış.

Her tarafı ateş, görünür cennet,
Birçokları gelmiş, eylemiş ziynet;
İçine düşene derhal bulaşmış,
Şifası, ilâcı bulunmaz illet.

Bilen tarif etse, derler: ihtiyaç…
Kimseler bulmamış bu derde ilâç;
Aman (Emre), sen bu gönlünü al da
Bu harap dünyanın varlığından kaç.

Bazıları derler bu dünyaya: dar…
Gözlerini aç da yakanı kurtar,
Parçalıyor birçok gafil geleni,
Uyan, onlar gibi seni de yutar.

Tutar tutmaz emer senin kanını,
Haşir dahi eder, alır canını;
Gözlerine perde çeker Sahhâre, (4)
O göstermez eder sana Rahmanı.


(1) Edersin.
(2) Olursun.
(3) Salma = tavan direği.
(4) Sahhare = büyücü kadın. Büyücü ve büyüleyici bir kadına benziyen dünya kasdedilmektedir.
25.5.949