Bu evin işine, vermiş berekât,

Bir ân imiş geçen ömür,
Neyleyim, o Yâri, gözleri görmez,

Bu evin işine, vermiş berekât,
Akıllarını da eylemiş sakat;
Yüz yıl ömrün olsa, hiç sayılır mı…
Lezzeti böyledir: çeşitli, hayat.

Sabrımız olsa da, görebilsek hoş…
Yaratan, nizâmı, böylece kurmuş;
Var gibi görünen: bütün hayâlât;
İki yok arası, gölgedir, hem boş.

Ara yerde gezer, o Dilber, saklı,
Nice kelâm söyler, iki dudaklı;
Durmaz cevlân eder Arş ile Kürsü,
Vâsıtası yoktur, binbir ayaklı.

Âşıkın kalbinden bakanı, Odur,
Gözünden yaş olup, akanı, Odur;
Yüzünü seyredip, gece ve gündüz,
Âhü efgaan ile yakanı, Odur.

Bâzı, bülbül olur güllere konar,
Bâzı, ateş olup, kalplerde yanar;
Bâzı da içirir, gam şerbetini,
Bâzı, zehir olur, eliyle sunar.

Bâzı, sevdiğini, ediyor mevtâ,
Bâzı, çıkarıyor, nice bin kata;
(Emre)nin sevdiği; kana susamış,
Pençesini atar, tatlı hayâta.

Zapteden: Şevket Kutkan
Saat:18.48


13.10.1956