Bu dünyâya gelen, geçer dediler,
Ecel şerbetini, içer dediler;
Aman sâhip olma, taşa, toprağa,
Yükün hafif olsun, göçer dediler.
(Yâr)dan başkasına, sen verme kıymat,
Dimağında kalmaz, mânâlaşmış tad;
Aklıyın içinde, saklanmış durur,
İdrâk eylediysen, ebedî hayat.
Rûhun bir Îsâdır, bedenin çarmıh,
Semânın kapısı, uyansan, açık;
Dünyânın lezzeti, eylemiş sarhoş,
Kulağını aç da, sözü duy, ayık.
Anlamak Mesîh’tir, vücûdun Meryem,
Derdini anla da, ara, bul merhem;
Tefekkür sancısı, inletsin seni,
Bu varlığı doğur, kalmasın sitem.
Mevlâyı saklayan: yarattığın kul,
Senden sana gider, varacağın yol;
Soyun, kaldır da at, ten libâsını,
Sen üryân ol da var, aslına, kurtul.
(Emre)! söylediğin, hep senden sana,
İrfânın: sabîdir, bedenin: ana;
İçinden çık, yürü, burada kalsın,
Hayyülkayyûm olan, Güzel Rahmâna.
Zapteden: İli Akgül.
Saat:10.50
20.6.1955