Bu dünyada, bitmez Yârab, ihtiyaç,
Kimini kimine, edersin muhtaç;
Yine Rezzak sensin, bu mülk senindir,
Kimseleri koymanğ, Ganîsin sen, aç. (1)
(Sahî Habîbullah), senindir kelâm,
Sevgi senin; söylenğ, duyana, Mevlâm; (2)
(Bahîlin düşmanı benim!), der durunğ, (3)
Söyliyenler senden, almıştır ilham.
Acı, tatlı; dünya, geçer dediler,
Herkes kısmetini, içer dediler;
Her ne kadar uzun, olsa bu ömür,
Birgün terzi, kefen, biçer dediler
Kime bâki kalmış, görünen ülke?
Bilen, gönül vermez, malınan mülke;
İçinde saklıdır, vârın sâhibi,
Kendisinden gayri, herşeyer gölge.
Onu görmek için, açık göz gerek,
Herşey görünür de, görünmez melek;
Birçokları gece, hem dahi gündüz
Tefekkür eyleyip, çekerler emek.
Gündüzleri yemez, gece uyumaz,
Kimi tespih çeker, çok kılar namaz;
Açılmazsa kapı, ne eylesin kul…
Eğer görünmezse, eylese niyaz… (4)
İki gözden mühür, hep çözülmeden,
Mânevî âlemler, çok gezilmeden;
İrfaniyyet lâzım, arıyanlara,
O Dostun mekânı, tüm sezilmeden. (5)
Arar iken, o Dost, arar beraber,
Âşıklara verir, o elden haber;
İkrah etmeyince, iki cihandan,
(Emre)den gizlenir, aranan Dilber.
Zapteden: Vasfiye Değirmenci
Saat:18.30
(1) Koymanğ = Koymazsın.
(2) Söylenğ = Söylersin.
(3) Durunğ = Durursun.
(4) Kapı açılıp Allah görünmedikçe, kul ne kadar niyaz ederse etsin, ne faydası var; ne yapsın biçare…
(5) Tüm = Tam, tamamiyle. 20.3.1952