Bu derdin dermânı: Bir (Teslîmiyet)…
Nefse uysan, eder, birçok eziyet;
Arzuyla emeli, şen eylemeğe,
– Senin düşmanındır – eyleme niyet.
Ey gönül! birçoğu, uymuş, tutulmuş,
Zehirli şerbeti, çokça gelmiş hoş;
Kaçar isen eğer, kurtulamazsın,
Yerde kaçan ile, gökte uçan kuş.
Yüreği acımaz, eylesen feryat,
Aklına gelmedik, koparır afat;
Sakın bir varlığa, boynunu eğme,
İster isen, iste, sen aşktan imdat.
Gel gönül! yaklaşma, nefse uyana,
Dedi ile kodu, edip, duyana;
Mevlânın yüzüne, kim âşık olur,
Her dâim seyreder, bakmaz her yana.
Gölgeden sorarsan, hallolmaz müşkül,
Sen de aldanırsan, her hallerin kül…
Sakın sen nâmerde, boynunu eğme,
Sâdığı görürsen, yerlere bükül.
Fırsat elde iken, kaçırma demi,
İblis ne eyledi, o sâf (Âdem)i?
Tutabildin ise, sâdık elini,
Gece gündüz şen ol, etme sitemi.
O, seni çıkarır, Arşı Âlâ’ya,
Hiç korkma, götürür, Güzel Mevlâya;
(Zevk-i Ebedî)yi, bulan âşıklar,
Dâimâ şen olur; neden ağlaya?..
Elini çekenler, burda cîfeden,
İyi bak, onlardır, dâim keyf eden;
Gülerek çağırır, âşıkı (Mâşuk),
Sesini duymamış, hep esef eden.
Bir söz söylemiştir, (Yazıcıoğlu), (1)
Duyup dinlemişler, çok âşık kulu;
O Dost’un kaanûnu; kimse bozamaz,
Ehl-i irfan, hem de, âşık usûlü:
Perdesini açar, o (zevk-i sahîh), (1)
Seninle bir eder, ânda Allahı;
Bu (İsmâil Emre) fânî olunca,
Tebdîl oldu, bitti, tükendi âhı.
Zapteden: Rûşen Mirici
Saat:20.30
(1) “Muhammediyye” sâhibi Yazıcıoğlu Mehmet Efendi’nin: (Ki tâ zevk-î sahîh île bilînê gaayet-î mernâ) mısraına işâret olunmaktadır. 17.7.1954