Bu bebeğin gözü, uyku tutmuyor,
Gözlerim görmüştür, hiç unutmuyor;
Seni gören dudu, şeker alırsa,
Çiğneyip çiğneyip, neden yutmuyor?
Bu görünen Dilber, neden güzeldir?
Muvakkat değildir, hem de Ezeldir;
Bu âşıka yetmez, hiçbir şey bahâ,
Bir kerre bakışı, cana bedeldir.
İkiyüzbin yılda, bir kerre öter,
İşiten kulakta, ateşler tüter;
Nice yıldır düştük, bitmez ateşe,
Merhameti yoktur, demiyor: yeter!
Gözlerini açıp, diyor ki: salla!
Yüreği acımaz, yorulan kola;
Nice nice zahmet hemi dahi zan,
Verir imiş, bildim, sevdiği kula.
Gönderdiği himmet, kana karışık,
Onun âşıkları, içer, alışık;
Dağlar ile taşlar, kaldıramıyor,
Bu ne hicrandır ki, çekiyor âşık…
Bir kerre severse, gönderiyor gam,
Eğer dayanmazsa, bozulur nizam;
Seninle doludur, gözler görmüyor,
Acep sandık mıdır, bilmem ki âzâm?
Bu nasıl Dilberdir, âh! desen, küser,
(Hablülmetîn) denen, ipleri keser;
(Emre) tutulalı, yandı, kül oldu,
Zerre, hayatından, kalmadı eser.
Zapteden: İ. Yöntem, Ş. Uçkan, M. Arzık.
Namrun, Saat:21.25
Not: Bu doğuş, Emre, torunu Halil’i uyuturken doğmuştur.
25.7.1959