Bu aşk deryâlar ummânı,
Âşık derdinin dermânı;
Bir kerre yüzünü gören,
Unutur bütün zamânı.
Kalbinde tutar Yârini,
Bilmez bugünü, yarını;
Müftü, müderris anlamaz
Hiç bunların esrârını.
İdrâk- etmez bunu melek,
Çarkını döndüren felek;
Dâimâ yüzüne bakar,
Ondan başka bilmez dilek.
Küfür, olur bütün îman,
Görülünce ona Rahman;
Cenneti, tamuyu bilmez,
Helâk-olur hûrî, gılman.
Âh- ettik rızâen-lillâh,
Böyle emreyledi Allah;
Ateşe düşüp yanınca,
Kalmaz sevap ile günah.
Doğar ona (Şakkülkamer),
İçinden, görünür Dilber;
Nedir diye soranlara,
Lâl olan, veremez haber.
Oraya yetişmez ilim,
Anlamaya, bütün âlim;
Böylecedir: hama gelmez
Lezzet ile (kalb-i selîm).
Ondan sonra olur hayat,
Kalmaz iki dünyâda tat;
Bu (Emre)nin sözlerini
Tasdîk-eder cümle âyât.
Zapteden: Avni, İhsan ve Neclâ Yöntem, Şerife Uçkan, Sait Doğan.
İstanbul, Saat: ?
19.3.1960