Bu aşk, bir (derya-yı vahdet)…
Tutul, istemez ibadet;
Eğer aşka tutulduysan
Aşkı bilmeğe ne hacet…

Bu aşk, bir derya-yı umman,
Dalgalanıyor her zaman;
Teslim olmıyan giremez,
Nice canlar etmiş kurban…

Teslim ol da sonra ayık,
O evliya görsün lâyık;
O deryanın ateşinde
Günde yanar yüzbin kayık.

Yanar gider kayık boşa…
Âşık olsan, yanmanğ (1) hâşâ…
Bu esrarı duydu isen,
Boşa yanmak gelmez hoşa. (2)

Giren, geçmeli kendinden,
Eski öğrendiği dinden…
Hak sözü duymak istersen,
Âşık ol da işit benden.

Her hâline eyle insaf, (3)
Bu kadar tarif eder lâf.
Bu potada erimiyen,
Altın olsa, olur mu saf…

Ehli ol, potada eri,
Ölmeyince olmanğ (4) diri
Bu (Kaf dağı)nda bulmuşlar,
Her bulanlar o cevheri.

(Emre), sen âşık ol, ara,
Âşık olan varır (Yâr) a;
İlme, söze hiç güvenme,
Seni ancak aşk kurtara.


(1) Yanmanğ = yanmazsın.
(2) Hoşa gelmek = hoşa gitmek.
(3) Hareketlerini ve hâlini elini vicdanına koyarak düşün.
(4) Olmanğ = olmazsın. 31.1.1945