Birçoğunun dilinden dersin kelâm,
Birçoğuna, Cânân, verirsin ilham,
Bildim, bütün kuvvet senindir Mevlâm,
Ne sebepten ben bana ben! diyeyim…

Tutuşturdun Fir’avn ile Musa’yı,
Seni bildi, teslim ettin (asâ) yı,
Çarmıhlardan sen kurtardın İsa’yı,
Ne sebepten ben bana ben! diyeyim…

Ruhsat vermez isen döner mi lisan?
Eğer dersem, hâlimi edenğ (1) ilân,
Sultanımsın, mekân kurduğun: insan.
Ne sebepten ben bana ben! diyeyim…

Söz senindir, beni ettin tercüman,
Çünkü benim dilim dönmez her zaman,
Ben kapında bir kulum, sensin Rahman,
Ne sebepten ben bana ben! diyeyim…

Söyletmezsen, dilim etmez hareket,
Görünmezsen her taraflar olur sed,
Bülbül olur dilim, edersen himmet,
Ne sebepten ben bana ben! diyeyim…

Aşkını verirsen Cânânım, eğer,
Dil bir çeşme olur, cevherler döker,
Himmet olmaz ise kullar ne çeker…
Ne sebepten ben bana ben! diyeyim…

Sen Rahmansın, ben kapında bir kulum,
Boynum bükük, elim bağlı dururum,
Nice zaman orda dayandı yolum…
Ne sebepten ben bana ben! diyeyim…

Bir an sonra bilmem başa ne gelir…
Sen (Habîr) sin, benim aklım ne bilir…
Sana karşı bütün boyun eğilir…
Ne sebepten ben bana ben! diyeyim…

Sana mahkûm nice nice hükümdar…
Derde düşse, hep senden çare arar,
Gafil olan, seni ediyor inkâr…
Ne sebepten ben bana ben! diyeyim…

Bir zaman ben! dedim, ettim tecrübe,
Hasretine düştüm, eyledim tövbe…
Beni muhtaç etme dine, mezhebe…
Ne sebepten ben bana ben! diyeyim…

Yalvarırım, senden ayırma beni,
Otuziki yıldır ararım seni,
(Emre) buldu, attı can ile teni…
Ne sebepten ben bana ben! diyeyim…

Onun için haline sensin hâkim,
Bu göz gördü, inandı, demiyor : kim?
İnanınca kalbini ettin selim…
Ne sebepten ben bana ben! diyeyim…


(1) Edenğ = edersin. 23.4.1948