Bir dem gelir, gamın, deryâsı coşar,
En yüksek yerleri, doldurur aşar;
Bir dem gelir, gözüm, her yanı görür,
Bir dem gelir, bilmez, hayretle şaşar.
Bir dem gelir, eder, bu gönül isyan,
Bir dem nâdim olur, suçuna, pişman;
(Hayret Vâdîsi)ne, düşer, seyreder,
(Tecellî Zât)ına, çün, olur hayrân. (1)
Zuhûr eder bir dem, bilinmez ilim,
Söylesem, anlamaz, dinlese, âlim;
Bir dem gelir, aciz ipleri bağlar,
(Gönül Sâhibi)ne, eylerim teslim.
Dem gelir, olurum, hiç solmaz gülü,
Bütün insanların, çeşitli gönlü;
(Bir Şeye Sığmıyan), içimde durur,
Arkadan, olurum, dirilmez ölü.
Hareket eylemez, elim, ayağım,
Hiçbir söz işitmez olur kulağım;
Dirilir, bülbüle, misâl olurum,
Binbir makam söyler, benim dudağım.
Her dillerden, makam sâhibi olur,
Çeşitli kafiye, hep eder zuhur;
Kudret, bu (Emre)den, elini çekse,
Bir köşe başında, taş gibi durur.
Zapteden : Vasfiye Değirmenci
Saat: 16.48
(1) Tecellî-i Zâtına. Vezin îcâbı tamlama takısı olmadan söylenmiştir. 26.2.1953