Bir ânım bir ânı, tutmaz oluyor,
Ağzım çiğneyip de, yutmaz oluyor;
Gözüm ile gönlüm, çekince hasret,
Başım yere düşüp, yatmaz oluyor.
Dahîlek Yârabbî! ne acı, hasret…
Kaç kişiye oldu, acebâ kısmet?
Ateşten ateştir, Yâri gözlemek;
Can uçup gidiyor, kalıyor ceset.
Acebâ (akıl) mı, söylenen (Burak)?
Mesâfe bitince, olur mu uzak?
Can, dönüp, yerine gelip girince,
Yatağını bulur, hem dahî sıcak.
Dillerde dolaşır, rumuz mudur bu?
Nice can bahâsı .. ucuz mudur bu?
Mevtânın hâlini ölüler bilir,
Öyle bir lezzettir, bir tuz mudur bu?
Akılsız, fikirsiz; irfan işidir,
Mânâ ile duyan kulak işitir;
Bir çelik leblebi, serttir kayadan,
Çiğneyip kül eden, âşık dişidir.
(Emre) bir söz dedi, mânâdan mânâ;
Durmadan dağılır, çıksa, her yana;
Elinde değildir, irâdesi yok,
İdrâk eylemeyen, taş atar ona.
Muvakkat gelmiştir, fânî cihâna;
Baktı ki benziyor, dünyâ, bir hana,
Hiç durmak istemez, bekler vaktini,
Unuttu canını; âşık, Rahmâna.
Zapteden: Vasfiye Değirmenci
Saat:9.00
19.1.1959