Benden bana yakın; sadâmı duyar,

Tâ ezelden karışmışsın, cezben ile, Rahmâna,
Hasret oldum, gel ey Canım!

Benden bana yakın; sadâmı duyar,
Senin âşıkların, olsun bahtiyar!
Her insan dost oldu; nerede düşman?
Gördüm ki Muhîtsin, kalmadı ağyar.

Aynadır, bakarız, bütün yüzlere,
Sadân karışmıştır, diyen sözlere;
Bizi taksîm-ettin, bizlere bakar,
Aşkını verdiğin hayran gözlere.

Akıllar bilmedik, esrâr-olmuşuz,
Halkedilmişlere ikrâr-olmuşuz;
Gözümüz, gönlümüz, sana karıştı,
İftihar bilmeyen, bir vâr-olmuşuz.

Senden alır, söyler, dilimiz bizim,
Eliyin altında, elimiz bizim; (1)
Bütün kuvvetleri, eyledin ihsân,
Zelîl görünüyor, velîmiz bizim.

Sâf olduk, benzedik, Âdem ataya,
İlimler âcizdir, burdan öteye;
Vîran gönüllere, kurduk mekânı,
Bakarsak, dirilir gezen mevtâya.

Rûhumuz karıştı, Mesîh Îsâ’ya,
Dilimiz söylüyor, (Tûr)da Mûsâ’ya;
Ateş yakan biziz, orda, ağaca,
Kuruduk, benzedik, sırlı (Asâ)ya.

Biz uyduk Ahmed’e, Emîn bizdedir,
“Kur’anda söylenen yemîn” bizdedir;
O (Hırâ) dağında tükenmez sabır,
Yönünü dönene, te’mîn, bizdedir.

Canından geçene, o (Yâr), bizdedir,
Ahmede uyana, ikrâr, bizdedir;
Kendine gel, sakın, bîçâre (Emre)!
Eğer ben! der isen, inkâr bizdedir.

Zapteden: Fikri Emre
Saat:11.00


(1) Eliyin altında = Senin elinin altında. 26.11.1956