Ben konarım daldan dala,
Gönlüm gezmek ister bâlâ,
Mekân tutamadım hâlâ…
Bir (Gönül) de yapsam yuva.
Uçarım ya, ben gafilim,
Her çiçeğe öter dilim.
Dilime sahip değilim,
Zalim nefsim çıkmış ava.
Beni kovar dağdan dağa,
Çalışır beni vurmağa;
Gönlümden bir güneş doğa,
Görsem de düşmesem tava (1)
Gafil tuttu çoklarını,
Helâk eyledi vârını (2)
Elinden aldı ârını,
Esir etti kova kova.
Ettikleri unutulmaz,
Ağı verir hiç yutulmaz…
Aşk gelmeyince tutulmaz.
Ele gelmez sanki cıva.
Güler daim her yüzlere,
Gizlenmiş bütün sözlere,
Sırdır, görünmez gözlere,
Vücutsuzdur, sanki hava.
Girmiş gönülden içeri,
Benden bana durur şerri,
Toprak gösterir cevheri
Hilebazdır, vurmuş sıva.
Benden fazla bilir ilim,
Ona hizmet eder dilim,
Her hâlimi almış teslim,
Kul eylemiştir bedâva.
Meğer Haktan imdad ola,
Gönlüme aşk nuru dola…
İmdat eyle bana Mevlâ,
(Emre) ye aşk nuru çava. (3)
(1) Tav = Kanılacak, aldanılacak şey; hile, tuzak.
(2) (Vâr) kelimesi hem (varlık, mevcudiyet), hem de (mal mülk) mânasına gelir.
(3) Çavmak = güneş ışığının vurması. 9.5.1944