Bebek! deyim sana, ben ninni! ninni!
Uyutayım yine, severek seni;
Ciğergâh eyledi, dünyâ sabîsi,
Dâimâ ağlatır, nideyim, beni.
İnsan gözlerinden, bakan, acep kim?
Halledemez oldu, bilinen ilim;
İçim idrâk eder, dışım anlamaz,
Kalbim söylüyor da, nutketmez dilim.
Bu insan varlığı, akar sel gibi,
İçi Dosta bağlı, dışı el gibi;
Ne kadar bu ömür, uzun olursa,
Bir yandan bir yana, eser yel gibi.
Tutulmaz, kapılmaz; bu nasıl varlık?
Hayat yolu derler, gaayet karanlık;
Hiç batmaz güneşi, gecesi yoktur,
Her tarafta gezer, Yaratan Hâlik.
Kendisi Vâhittir, görünür kesret,
Kendisi, kendini etmiştir ziynet;
Meydanda, âşikâr; göremez âmâ;
Diyenler bilmiyor, ediyor hayret.
Alan, veren, tutan: kendinin eli,
Bütün icrâ olan, onun emeli;
Bir yandan fücûrât, bir yandan takvâ,
Böyle karâr olmuş, eder tecellî.
Kötü düşünenin, hâli, isyandır,
Memnûn olur amma, sonu pişmandır;
(Emre)! eğer seni, yok eylediysen,
Her halleri taksîm eden, Rahmandır.
Zapteden: Neş’e Emre
Saat: 13.45
9.1.1956