Bâzı semâya çıkarım,

Bu aşk nelere benzer…
Bu fânî cihanda, acep kim gülmüş?..

Bâzı semâya çıkarım,
Su olur, yere akarım;
Bütün gözler benim olur,
Dönen yüzlere bakarım.

Olurum arz ile semâ,
Hâlim erişmez hitâma;
Bâzı, olurum cemâat,
Uyarım Ölmez İmam’a.

Dört tarafta ben’im kıble,
Secde ben’im, güle güle;
Gözüm durmaz, emir verir,
Haber alan Cebrâile.

Ben’im o Arş ile Kürsü,
Ben’im Beytullah örtüsü;
Âdem, benden alır, verir,
Cümlesinin ben’im süsü.

Benden taksîm-olur her can,
Benimle görünür Rahman;
Bakan gözden çıkar isem,
Her taraflar olur zindan.

Bendedir cennet-i âlâ,
Ben çıkınca, kaldı Mevlâ;
Nazarımla dolu durur,
Bütün âlem, yerle bâlâ.

Ben muhîtim sağı, solu,
Hemi hayvan, hem de kulu;
Devreyleyen felek, dünyâ,
Benim zerrem ile dolu.

Damlasıyım, Küllü ben’im,
Diri ben’im, ölü ben’im;
Mekânımdır bütün kalbler,
Âşıkların gönlü benim.

Çünkü benim durağımdır,
Dönerim, dört bucağımdır;
Dağıtırım aşk meyvası,
Yiyenler, hep yaprağımdır.

Akıl ermez esrârıma,
Muhît-oldum her vârıma;
Hâlim ile taksîm-oldum
İnkârıma, ikrârıma.

Bâzı küllüm, bâzı zerre,
Bütün ben’im dönen Küre;
Dilim teslîm-oldu Hakka,
Hâl bastırır, söyler (Emre).

Zapteden: Yener Ersoy
Namrun, Saat:19.00


3.10.1958