Âşık! istersen ihsan,
Her daim iste Dosttan;
Çoktur Hakkın keremi,
Fakat gafletten uyan.
Gaflet sana göstermez,
Gafile fırsat vermez;
Gafil olan kimseler
Hak ihsanına ermez.
Sanır, olurum muhtaç…
Hak, Rezzak’tır komaz aç;
Kim rızkından korkarsa,
Bulaşır, yanından kaç.
Ottan dökülür tohum,
Biter, olmazlar mahrum;
Yaz gelir açılırlar;
Sen de Haktan böyle um.
Sanki var, senin aklın…
Kopsa, bilirsin, kılın
Bu kuvveti bilmedin,
Ne bildiysen yanıldın.
Hep kuşlar yayılırlar,
Zevkedip bayılırlar;
Bu kudretler Haktandır,
Hiç, nasıl sayılırlar?..
Rezzak’tır hâmileri
Zevkten kalmazlar geri;
Bulur, yerler, yatarlar;
Başka yok haberleri.
Sen niçin edenğ (1) merak?
“Rızka kefilim!” der, Hak.
Eğer sen inanmazsan,
Can gözünü aç da bak.
Sensin, sen, sana yılan,
Öldürür, Hakkı bulan;
Bilgi senin neyine?
(Emre), sen ayık kalan. (2)
1.11.942
(1) Edenğ = edersin.
(2) Adana ağzında “artık” zarfı yerine “kalan” kelimesi kullanılır. “Emre! artık, ayıl, uyan”