Âşık bir derde çatar,
Mâşûku gelir, tutar;
Bu gönül bir saraydır,
Sevdiği, orda yatar.
Yârabbî! bu nasıl dert…
Âleme eder ibret…
Bilmeyenler hor görür,
Buradan geçti Ahmed.
Yürüdü, etti Mîraç,
O da yedi kerre Hac;
Bu hâli kabûl-eden,
Sultân-olur, giyer taç.
Bu ilme derler: (Ledün);
Secde eder gökte gün;
Kim aşka bürünürse,
Âr kalmaz, eder düğün.
Yürü (Emre)! buradan,
Böyle emretti Cânân;
Zilletten kabûl-eder,
Kaanun böyledir, Rahman.
Zapteden: N. Yaramış
Namrun, Saat:14.20
23.8.1957