Acep beni yakan, bir hasret midir?
Yetmiyor akıllar, hep hayret midir?
Çırpındım çırpındım. çıkamaz oldum,
Gelip beni saran, bir kısmet midir?

Nereye gidersem, önüme çıkar,
Aşklı gözü ile, yüzüme bakar;
Ateşli kancayı, alır eline,
Gözümün şâhına, uzanır, takar.

Işıklı gülüşe, kul eyler beni,
Kalbimde dolanır, yol eyler beni;
Gönlümü kendine, mekân edince,
Ayaklar altına, çul eyler beni.

Beynimin içinde, bırakmaz resim,
Dinlemez kulağım, başka bir isim;
Aklımı fikrimi, bin pâre etti,
Kendini sevene, eyledi taksim.

Her gülen gözlerde, görünür Leylâ,
Varlığım kalmadı, oldum bir hülyâ;
Nereye bakarsam, Mâşuk görünür,
Cihan, benim için, oldu Kerbelâ.

Gelsin, ibret alsın, Yûsuf-u Ken’an,
Verdiği bu beden, oldu bir zindan;
Bu vücut Mısrını, attım ateşe,
Yanıp kül olunca, göründü üryan.

Karşıma çıkarsa, kuruyor kanım,
Gözünün içine, düşüyor canım;
Anlatmak istedi, (Emre), derdini,
Dilini tutuyor, bakıp, Hayrânım.

Zapteden: Fuzûle Emre
Saat:7.30 – 7.50


17.6.1955