Neler çeker gönlüm, aşkın elinden…
Nasıl dayanıyor, gezdiren beden?
Dağlar götüremez, gaayetle ağır,
Tahammül eylerim, çok şükür ki ben.
Onu Veren, bana, ediyor yardım;
Görünce yok oldu, orada adım;
Durmadan gezdirir, felekkiyyâtı,
Ölçülere gelmez, atarım adım.
Gönlüm gezdiriyor, ellerim tutar,
Beni yuva yaptı, içinde yatar;
Ağırlığı gelmez, hiçbir ölçüye,
Ne bir mîzan tartar, ne de bir kantar.
Kadrini bilmiyen, etmez tahammül,
Ona isyan eder, getirir nüzûl;
Kokusu, cihâna, yanar da tüter,
Hiçbir misâli yok, O sanki bir gül.
Rengi taksîm olmuş bütün elvâna,
Durmaz gıdâ verir, cism ile cana;
Haberi olanı, alır, götürür
Bizi diri kılan, Rahîm Rahmâna.
Hiç tefrîk eylemez, yaradılmışı,
Zıyâsıyle dolu, dağ ile taşı;
(Allahussamed)dir, hem de (Lem yûled).
Ayakları arzda, semâda başı.
Yönünü dönene, ediyor nazar,
Canlı âyetleri, bakışı yazar;
(Akl-ı cüz’), görüyor: herşeyi ayrı,
Kendi sıfâtından, kurulmuş pazar.
Bir yandan satıyor, kendi müşteri,
Kendisi sarraftır, kendi cevheri;
Kendi âşikârken, siper eylemiş
Âdeme verilen, etinen deri.
(Emre) bir aynaya, bakar, seyreder,
Orda gördüğünü, durmadan öğer;
Âgâh olmıyanlar, etti, der, küfür:
Zamânı yaklaştı, bırakır, gider.
Zapteden : Neş’e Emre
Saat:10
10.2.1954