Gönül yaylasının, açtı sünbülü,
Hem de bahçesinin, çeşitli gülü;
Açan çiçeklerin, yönü: (İnsan)a;
Rumûz için öter, yaban bülbülü.

Bütün yaradılmış, döner (İnsan)a,
Tesbîh etmek için, gelir lisâna;
Sen ârif-i dânâ, olduysan eğer,
Gece-gündüz koşar, her gönül sana.

(Celâl)e doğrudur, olursa zulüm,
Senin şefkatinden, eyleme mahrum;
(Cemâl)inin yönü, şefkate doğru,
Her yol (Hidâyet)e, olursan mazlum.

Gıdâ verenlerin, seyret köküne,
Topraklarda biten, bütün ekine;
Her varlığın yönü, neden dönmüştür
İbret ile seyret, Ay ile Güne?

Mevlâya, bulunur, bu (Toprak)tan iz,
Toprağın üstünde, yaşıyor deniz;
Gezdirdiğin vücut, kokunca birgün,
Bu toprak edecek, mutlakaa, temiz.

Nice küçüklerin, basar ayağı…
Nice devletlerin, odur dayağı;
Zengin, güzel, çirkin, orda bir olur,
Kiminin soğanı, bal ile yağı.

Sen toprağa, (Emre)! ibret ile bak:
Ne yüksek biliyor, ve ne de alçak;
Devlet ister isen, var, ona karış,
Tepelesin seni, her gezen ayak.

Başka bir varlıkla, etme iftihar,
Toprakta görülür, şen olan bahar;
Gönlünün kirini, bırak toprağa,
Bulutların geçsin, açılsın sahar. (1)

Zapteden: Fikri Emre
Saat: 9.47 – 10.00


(1) Sahar = Seher, seher vakti. 2.5.1954