Durmadan geziyor, vîrâneleri,
Neden terkediyor, kâşâneleri?
Doldurup veriyor, göz kadehinden,
Seyrân-âlemidir, meyhâneleri.

Hasret çekiyoruz, gel, sun ey Sâkî!
Dünyâ gibi değil: meyleri bâkî;
Bizim sevdiğimiz: dostlar eşiği,
Hacerül’esveddir, bilmeyiz hâki.

Ayrılmaz eyledi, mahmûr-olalı,
İlim deryâsını bulup, dalalı;
Biz gaaibeyledik, akılla fikri,
Arş ile olup da, seni bulalı.

Gönüller eğleyen meddah mısın sen?
Güneşi batmıyan sabah mısın sen?
(Emre)yi doldurdun, gözler içine,
Âşıkları yakan Allah mısın sen?

Çırpınıp çırpınıp, çıkamaz oldu,
Buzlar gibi dondu, akamaz oldu;
Gönül gözü ile, seni göreli,
Gayri bir yüzlere, bakamaz oldu.

Zapteden: Müncibe Görgün.
Adapazarı’ndan geçerken. Saat:11.15


21.12.1960