Gönlümü, gözümü, durak eyledin,
Bâzı yakın, bâzı ırak eyledin;
Karanlık geceler, nereye gitti?
Her baktığın yeri, berrak eyledin.

Gözümün şâhını, bir nûr-eyledin,
Benim bedenimi, sen, Tûr-eyledin;
Lûtuflarla azap, bir oldu bana,
Râhat-ı küllîyi, huzûr-eyledin.

Kalbimi bülbüle, kafes eyledin,
Dilimi, söyleten nefes eyledin;
Adetsiz lisandan, nutkeder dilim,
Sükût eylemeyi, her ses eyledin.

Keremler kânısın, şefkat eyledin,
(Cibrîl-i Emîn)le, âyet eyledin;
Ben mevtâlar gibi, dolaşır iken,
Zâtına bitişmiş hayat eyledin.

Durmayıp ağlarken, güler eyledin,
Yüzünü görmeyi, diler eyledin;
Bu (Emre) bilmiyor, târîf-etmeyi,
Kimlere söylesin, neler eyledin…

Yanıp ta tükenmez ateş eyledin,
Yakub’a, Yûsuf’a, yoldaş eyledin;
Sayısı bilinmez, nice âşıkın
Gözlerinden akan, sen, yaş eyledin.

Geçirdiği günü, efgaan-eyledin,
Rahmetini verip, Rahmân-eyledin;
Dilinden söyleyen, bildi ki, sensin,
Damarına girip, îmân-eyledin.

Güller yetiştiren toprak eyledin,
Domurcuk eyleyip, yaprak eyledin;
Semâvât elinden, indirip yere,
Cibrîli saklayan dudak eyledin.

Alıp da dağıtan Ahmed eyledin,
Rabbül’aleminsin, himmet eyledin;
Bu (Emre) duyunca, mânâ sözünü,
Dörtyüzbin nebîyi, ümmet eyledin.

Zapteden: Müncibe Görgün.
İstanbul’a yaklaşırken otomobilde doğmuştur.
Saat:14.45


21.12.1960