Yaramaz gözlerden, ederim siper,
Benim ile oldun, bildim, berâber;
Uzaklardan baksın, nâdân olanlar,
Bu gizli esrârdan, almasın haber.

Seni ihyâ eder, sevgiyle nazar,
Ettin çoktanberi, beni intizar;
Mâneviyyet gözü olmayan, görse,
Mutlak şirke düşer, hem dahî azar.

Böyle devrediyor ötedenberi,
Kıymetini bilen, vermez haberi;
Çokları, görüyor, dâim, dışını,
Aklını kaçırır, sevse Dilberi.

Kün! deyip kurmuştur, kuran, kaanûnu;
Ebedî hayâtın olur mu sonu?
Aşkın kıvılcımı, değdi Leylâ’ya,
Dağlara düşürdü, netti, Mecnûnu…

Kolay kolay olmaz, Cânânım, visâl,
Bilenler, getirmiş, rumuzla misâl;
Bu aşkın lisânı, kalbden duyulur,
Anlamayan, eder, bilmeden suâl.

Anlatan, bu gözdür, lisan değildir,
Gaflette uyuyan, insan değildir;
Onun ücretleri, bu can bahâsı;
Bedâva edilen ihsan değildir.

Bu aşkın önünde, olmuşlar kurban,
Yerlerin yüzüne, akıtmışlar kan;
Açılsa kalblerden, mânevî gözler,
Durmadan oluyor, dediğim, her ân.

Alıp da içmişler, göz kadehinden,
Ruhları sarhoştur, değildir beden;
Ceryâna tutulmuş, yanıp duruyor,
Kumaştan dokunmuş, parlıyor bu ten.

Gece gündüz durur, onun zıyâsı,
Târif-edilmiyor, yoktur boyası;
İstîlâ eyledi bu aşk, (Emre)yi,
Sebep de olmuştur; edep, hayâsı.

Berâber olmuştur çünkü, ayrılmaz,
Seyreden gözleri, olmuştur Hicaz;
Diller ile dudak, târîf-edemez,
Anlamıyan duysa, eder îtiraz.

Zapteden: Müncibe Görgün
Saat:14.30


20.1.1961