Uyan da gözüme bak:
Yeryüzüne çıktı Hak;
Uy Mevlânın sözüne,
Aklın kurmasın tuzak.

Tutar, eder perîşan,
Bu âleme verir şan;
Gezdiği yer, karanlık;
Seyrân-eyle, ol rûşen.

Odur seni kurtaran,
Her derde veren derman;
Âşık-olup seyreden,
Dirilir, olur hayrân.

Bir devlet verir sana,
Şifâlar verir cana;
Yabandan değildir bu;
Lûtuf etmiş insana.

Demiş: Ahsen-i Takvîm;
Haddi bulunmaz ilim;
Baksan, neler görülür…
Rumuzla söyler dilim.

Duyan, bulur selâmet,
Aklında kalmaz illet;
Kulunu Sultân-etmiş.
Vermiş bilinmez devlet.

Nefsin arzûsu geçer,
Dâimâ zehir içer;
Herkes istediğini,
Beğenir, alır, seçer.

Kimi alır fücûrât,
Olur bir zâlim cellat:
Zulm-ile âbâd olan,
Yıkılır, olur berbad.

Kimisi benzer kuşa,
İster, Hakka kavuşa;
Hak için olan emek,
Acep gider mi boşa?

Nefis, suçunu arar,
Böyle edilmiş karâr;
(Emre), gönül evini,
Âşıka eder îmâr.

Zevki, aldı buradan,
Yaratmıştır Yaradan;
Girdi Gönül Şehrine,
Ne derse desin nâdân…

Zapteden: Müncibe Görgün.
Mersin, Saat:16.30


22.2.1961