Aklını kaybeden, arayıp bulmaz,
Vîran gönüllerde, mel’anet olmaz;
Sakın meyil verme, ehli dünyâya,
Uyan gönül, uyan, sana da kalmaz.

Nefsin sevdiğinin, bulunmaz dibi,
Gözünü aç, olma, sen onlar gibi;
Her gelen tutulmuş, sâhib-olarak,
Gönlü temizle de, gelsin sâhibi.

Benim! diyenlerden, olur mu ahbap…
İçten söyleyenden, var, dinle hitap;
İçine yerleşmiş, o Levh-i Mahfûz,
Kalbleri okuyan, o Canlı Kitap.

Fânî olalıdan, okur, yazarsın,
Zararı sanadır, dönüp bozarsın;
Ezelden verilmiş, böyle bir kuvvet,
İrâde senindir, neden kızarsın?

Verdiğin hükümü bil de, ol teslîm,
Ledünnî İlmine, olmuşken âlim;
Zulümlerle âbâd, son ucu berbat,
(Emre)! sen bu aşkı, hep eyle tâlim.

Ondan başka, olmaz, hiç kurtaracak,
Hiçe nazar-etme, sen yüzüne bak;
Kurulmuştur, yanar, (Kaalû belî)den,
Ebedî yanıyor, bu tatlı ocak.

Varıp yaklaşanı, ferah ediyor,
Uzaktan seyreden, günâh-ediyor;
Hiç gücü yeter mi, acep kimsenin?
Kul ne ister ise, Allah ediyor.

Zapteden: Müncibe Görgün.
Namrun, Saat:11.30


1.9.1962