Aşk girer mi her cana,
Âşık gerek inana…
Dostu seyreden âşık,
Depik vurur cihana. (1)
Aşk olmuştur müezzin,
Âşıka verir izin;
Gizli sırlar söyliyor
Dilinden bendenizin.
Aşktır âşıka imam,
Ağlarım, hiç göz yummam;
Aşkı, ben size deyim:
Kabul edilmeli gam.
Sen ateşi et kabul,
Burda yok ol, Hakkı bul;
Eğer Dostu istersen,
Yüzünü gör de yok ol.
Yok olursun, görürsen…
Tarifedem size ben:
Dönüp dönüp bakıyor,
Gönül şehrine giden.
Kimisi der: Medîne,
Sahip olmuşlar dine;
O Dost bize bakıyor,
Gözlerden döne döne.
Kimisi dedi: Bağdat;
Görenler, aldı murat…
Kolay kolay görülmez:
Perdeleri yedi kat.
Zor görülür bu şehir…
Geç kalma sen, davran er. (2)
Dinleyin siz (Emre)yi,
Size nice sırlar der.
Çoğu bunu görmemiş,
Çünkü aşka ermemiş;
Bu sırları görenler,
Âşık olana demiş.
Âşık olan yürümüş,
Gözünü kan bürümüş,
Sen her yanda dolusun;
Görmiyenler körümüş. (3)
Bu âlemden kaçılsa,
(Emre), gözün açılsa;
Körler dahi seyreder,
Nuru göze saçılsa.
(1) Depik = tepik, tekme vurmak, tepik vurmak = kıymet vermemek.
(2) Er = erken, çabuk, tez,
(3) Körümüş = kör imiş.