Bu varlıklar geçer, bir an…
Nice canlar etmiş kurban…
Kardaş! yetişirmi iz’anı…
Bir bilene uymak gerek,
Hak sözünü duymak gerek.
Canlar yemiş nice nice…
Çeviriyor hergün hiçe;
Yüzlerinde vardır peçe.
Bir bilene uymak gerek,
Hak sözünü duymak gerek.
Arzu, emeldir yüzleri,
Kapana koyar bizleri;
Hırsu tamahtır benzeri…
Bir bilene uymak gerek,
Hak sözünü duymak gerek.
Sevme, seni eder tamah,
Anlayınca edersin ah;
Sana düşman bu mal, matah…
Bir bilene uymak gerek,
Hak sözünü duymak gerek.
Kimler bu dünyadan doymuş?..
Sevdiğini burda koymuş,
Gözlerini yılan oymuş;
Bir bilene uymak gerek,
Hak sözünü duymak gerek.
Yık bu varlık duvarını,
Unut dünyanın vârını,
Seyret hakkat yârını.
Bir bilene uymak gerek,
Hak sözünü duymak gerek.
Gönderdi çok peygamberi,
Onlar ile her haberi;
Meydanda durur eseri.
Bir bilene uymak gerek,
Hak sözünü duymak gerek.
Arkasından, çok evliya;
Hiç onlarda olmaz riya;
Onlardandır yol Tanrıya…
Bir bilene uymak gerek,
Hak sözünü duymak gerek.
Doğru yolu onlar bilir,
Hakka onlardan gidilir.
Çalış da o gönüle gir…
Bir bilene uymak gerek,
Hak sözünü duymak gerek.
O gönüller arştan geniş,
Çıkanlara yoktur iniş,
Kur’anda Hak böyle demiş…
Bir bilene uymak gerek,
Hak sözünü duymak gerek.
Sade değildir “Kur’an”da,
Şâhidi vardır “Fürkan”da;
(Emre) görüyor her canda.
Bir bilene uymak gerek,
Hak sözünü duymak gerek.
3.11.942